(0-6 Yaş Çocuğu Psikososyal Gelişim Özellikleri)
Anne - babalara yönelik olarak verdiğim seminerlerde sıklıkla katılımcılardan kendilerini son bir ay içerisinde üzen, öfkelendiren ya da sıkıntıda hissettiren bir olayı hatırlamalarını isterim. Katılımcılar eğer yaşanan olay travmatik öğeler içermiyorsa (ani hastalıklar, kayıplar, boşanma vb. ), genellikle söz ettikleri duruma ilişkin olumsuz hislerinin şiddetinin azaldığını ifade ederler. Bunun ardından, kendi ergenlik/ yeni yetmelik/delikanlılık dönemlerinde onları derinden üzen bir anılarını hatırlamalarını isterim. Bu soruyla birlikte salondaki gülüşmelerin arttığını çoğunlukla gözlemişimdir. Unutulmayacağı sanılan ilk sevgililere de incir kabuğunu doldurmayan sebeplerden kavga edilen arkadaşlar ve sürekli eleştirilen anne-babalara da gülümseyerek selam verilir böyle anlarda. Son olarak anne-babalardan, aynı soruyu çocukluk dönemlerini dikkate alarak kendilerine sormalarını isterim. Diğer iki sorunun aksine, onlardan hem üzücü hem mutlu anılarını hatırlamalarını isterim. Çoğu zaman katılımcıların bu döneme ilişkin anılarını paylaşırken, sözü edilen olaya ilişkin duygularının hala canlı olduğu görülür. Çok sevdiği ilkokul öğretmeni, komşu teyzeyi anlatırken gözlerinin içi gülen, haksız yere yediği tokat akıllarına geldiğinde hala öfkelenen yetişkinler… Çocukluğun anıları, sevinçleri ve üzüntülerinin yıllar sonra böylesine canlı olması bu dönemin bireyin yaşantısındaki kritik önemini vurgulamaktadır. Çocukluk dönemindeki bireyin psikolojik ve sosyal alanlardaki gelişimi ve bu gelişime etki eden faktörleri bilmenin anne-babalara çocuklarıyla ilişkilerinde rehberlik edeceği düşüncesinden yola çıkarak, bu yazıda 0-6 yaş arası bireylerin psiko-sosyal gelişim özelliklerine değinilecektir.
Çocuk doğduğu andan itibaren çevresi ile kurduğu etkileşim sayesinde kendine ve dünyaya ilişkin bilgiler oluşturur. Psiko-sosyal gelişim kuramını ortaya koyan Erik Erikson, bireyin yaşamının ilk yılında yanıtını aradığı en temel sorunun “ dünya güvenilir bir yer midir?” olduğunu belirtir. Biraz daha açıklayacak olursak; bir bebek acıktığında, ağladığında ihtiyaçları fark edilir ve zamanında giderilirse “bu dünya benim ihtiyaçlarıma cevap veren bir yerdir” diyerek temel güven duygusunu kazanır. Bir yaşındaki çocuk soru mu sorar, hele bir de bunu yaşantılarına bakarak cevaplar mı bulur diyenler; yetiştirme yurdunda büyümüş çocuklarla gerçekleştirilen araştırmaları inceleyebilirler. Konuyla ilgili gerçekleştirilen bir çok araştırma, bebekliği yetiştirme yurdunda geçen bireylerde temel güven duygusunun eksik olduğunu ve bununla bağlantılı olarak psikolojik sorunların arttığını ortaya koymuştur.
Bireyin temel güveni ya da güven duygusunu kazandığı yaşamının ilk bir-bir buçuk yıllık döneminin ardından gelen iki yıllık dönemde yakın çevresi ile girdiği etkileşim onun “Bağımsızlık” ya da yaşına uygun görevleri başarı ile gerçekleştirebileceğine ilişkin “ Şüphecilik” duygusunun oluştuğu dönemdir. Yürümeye başlama ile gelen bağımsızlık duygusu sayesinde birey tek başına bir şeyler yapabilmenin tadına varır. Bu yeteneğinin verdiği bağımsızlık duygusunu, tek başına hareket ederek perçinlemek ister. Bu dönemde çocuğun tuvalet alışkanlığını kazanması vücudu üzerinde de kontrolünü arttırarak bağımsızlık duygusuna katkıda bulunur. Bazen kalabalık bir caddede ısrarla elinizi tutmayı redderek, bazen de ağır bir poşeti tek başına taşımaya çalışarak siz anne-babaları zorlar. Çoğu zaman da yemeğini tek başına yemeye, yardımla olsa da kıyafetlerini giymeye çabalayarak kendini ve ebeveynini gururlandırır. Bu dönemde aileler çocuğun gelişimine uygun bağımsızlık davranışlarını desteklerse çocukta özerklik duygusu gelişir.
Kendisine çok küçük bir bebek gibi davranılan bireyler ise kendi potansiyellerine yönelik “şüphe” duygusu geliştirirler. Bu dönemde anne babalara düşen temel görev, bireyin “yaşına uygun” sorumlulukları yerine getirmesini desteklemektir. Unutulmamalıdır ki, özerklik duygusunun gelişmesi için her şeyi tek başına yapmasına izin verilen çocuklar da fiziksel ve ruhsal anlamda zorlanırlar. Doğal olarak başaramayacakları şeyleri yapamadıklarını gördüklerinde yine kendi becerilerinden şüphe duyarlar.
Bu dönemi takip eden iki yılda (4-6 yaş) birey, bedensel gelişiminin etkisi ile oldukça hareketlidir. Dünyayı oyun oynayarak anlamaya çalışır. Çocukların oyun ihtiyacının giderilmesi fiziksel enerjilerini sağlıklı bir şekilde harcamalarını ve toplumsal kurallara hazırlanmalarını kolaylaştırır. Bu dönemdeki bireylerin en önemli özelliklerinden biri de dil gelişiminin etkisi ile çok fazla konuşmaları ve soru sormalarıdır. Birey konuştuğu, soru sorduğu için azarlandığında ya da sorularına ilgisiz kalındığında girişkenlik yerine suçluluk duygusu hisseder. Bir anlamda soru sormaktan ve araştırmaktan vazgeçer. Oyun ihtiyacı karşılanan, soruları nedeniyle azarlanmayan ve küçük düşürülmeyen çocuklar girişimcilik duygusunu kazanırlar.
Yaşamın ilk altı yılında temel güven, bağımsızlık ve girişimcilik duygusunu kazanan çocuklar okul yaşantısına psiko-sosyal olarak hazırdır. Bu duyguları kazanmış bir çocuğun ebeveyninden ayrılması, sınıf ortamında yeni arkadaşlıklar kurması ve sorumluluklarını yerine getirmesi için sağlam bir altyapısı vardır. Okul çağındaki bireyin en önemli meselesi başarı duygusunu tatmaktır.Bu konuya da bir sonraki makalemizde ( Çocukça Şeyler-2/ Okul Çağı Çocuğu Psiko-Sosyal Gelişim Özellikleri) değinilecektir.
Güler Köksal
Uzman Psikolojik Danışman ve Aile Danışmanı
Eklenme Tarihi : 19/01/13 18:12:39
Psikoterapide, ruhsal sağlığını tehdit eden semptomlar giderilir; öfke, korku, kaygı, yas, kayıp, acı gibi olumsuz duygular artık baş edilebilir ve…
Anoreksiya nervoza, duygusal nedenli yani psikolojik kaynaklı yeme bozukluğu türüdür. Anoreksiya nervoza olan birey, normal vücut ağırlığını kullanmayı reddeder. Yaşı…
Online terapi, internet üzerinden zihinsel sağlık danışmanlığı verilmesidir. İnsanlar bunu e-terapi, mesafe terapisi, internet terapisi ve web terapisi olarak da…
araştırmaların gösterdiği üzere, teknolojinin gelişmesi, tüketimin artması, ihtiyaçların çeşitlenmesi ile bireyler ekonomik anlamda kaygılanabilirler. Bu durumun uzun süre devam etmesi…
Cinsel sorunlar fiziksel veya psikolojik bir sorunun sonucu olabilir. Hem erkekler hem de kadınlar cinsel sorunlardan etkilenirler. Cinsel sorunlar her…
Panik atağını ağır otonomik bunaltı olarak tanımlayabiliriz. Ruhsal olan ve olmayan birçok bozukluk ve/veya hastalıkta görülebilir, fakat en çok karşılaşılan…
Bazı çocuklar okula başlamadan önce çok istekli olsalar da okul zamanı geldiğinde bu istekleri kalmaz;okulda ilk gün korkusu yaşar ve…
Sınır koyma, anne babaların çocuklarına istenen davranışlarla ilgili genel kuralları ve beklentilerini öğretmek için kullandıkları bir yoldur. Bütün anne babalar…
Çocuklar oyun ile günlük yaşamında deneyimlediği ve öğrendiği her şeyi yansıtmaktadır. Oyun ile deneyimlenen yaşantıların pekişmesi ve öğrenmenin daha hızlı…
Bu duygu ile ilk olarak karşılaşma sürecimiz 2-5 yaşları arasında yeni bir kardeşin varlığı ile deneyimlenen duygu ile oluşmaktadır. Bu…
Çocuklardaki davranış problemlerinden en sık rastlananı olan “alt ıslatma (enuresis)” ; çocuğun idrar kontrolünü kazandığı süreçten sonra altını ıslatmaya devam…
Bazı psikolojik rahatsızlar ilaç tedavisinin yanında mutlaka uzman klinik psikologlardan psikoterapi hizmeti alınmasını gerektirmektedir. Psikolojik hizmet alırken dikkat edilmesi gereken…
Narsisizm, kişinin kendisini özel görmesi sonucu ortaya çıkan bir tür kişilik bozukluğudur. Toplum içerisinde zirvede gösterilmek, övgüyle bahsedilmek onlar için…
Mutlu olmak için ilk yapmamız gereken, başkalarından beklentilerimizi bir kenara bırakmak ve bu duygu durumundan kurtulmaktır. Çünkü onlar mutluluğumuzu bizim…
Tükenmişlik bir anda ortaya çıkmaz. Ortaya çıkması için gerekli koşulların hazır olması gerekmektedir. Gün içerisinde yaşanan ani değişiklikler tükenmişliğe kapı…
Mutluluk, eşlerin birbirine karşılıklı saygısıyla var olabilir. Evliliğinizi eşinizle karşılıklı bir mücadele ortamına dönüştürmeyin. ’Ben’ yerine ’biz’ düşüncesini yerleştirin. Mutluluğunuz…
Obsesif kompulsif bozukluk (OKB), DSM-IV-TR(Amerikan Psikiyatri Birliği: Psikiyatride Hastalıkların Tanımlanması Ve Sınıflandırılması El Kitabı, Yeniden Gözden Geçirilmiş Dördüncü Baskı)’deAnksiyete Bozuklukları…
Pek çok anne, çocuğunun gerektiği gibi beslenemediğini düşünür. Bunların bir kısmı, sadece kuruntudan ibaret olmakla birlikte; bir kısmının da gerçeklik…
Evlilik insan yaşamının kalitesine dair bir barometre gibidir. Yaşamınızın kalitesi evliliğinize bakarak anlaşılabilir. Ve bu paralelde iyi bir evlilik kişinin…
Refleksoloji; ayaklar vücudun aynası olduğu öğretisine dayanan, yaklaşık 12000 yıllık bir tarihe dayanmaktadır, insanlığın ortak mirası olarak günümüze kadar gelen,…
Aşık olmak ingilizceden çevirdiğimizde ‘aşka düşmek’ olarak çevrilebilir. Bakıldığında doğrudur da, düşmek pasif bir eylemdir ve aşk kaçınılmaz olana teslim…
2012-2013 eğitim-öğretim yılının 1.dönemini tamamlamış bulunmaktayız. Birinci dönem karnesi çocuğun başarını temsil eden bir sonuç değil; sizlere ve çocuğunuza geriye…
2012-2013 EĞİTİM-ÖĞRETİM yılının 1.dönemini tamamlamış bulunmaktayız. Girdiğiniz tatil sürecinde kendinizi tarafsız bir şekilde değerlendirmenizi öneriyoruz. Sizlere bu değerlendirmeyi yapabilmeniz için…
İlk yazımda bireyin psiko-sosyal gelişim sürecini Erik Erikson’un kuramı temelinde özetleyerek; yaşamın ilk altı yılında kazanılan temel güven, özerklik ve…
Geçtiğimiz ay Lütfi Kırdar 'da düzenlenen Anne-Çocuk fuarına katıldım bir dostumuzun standında. Benim için çok heyecan verici bir katılımdı zira…
Evliliğin ilk zamanları ve balayı geçtikten sonra sorunlar çıkmaya başlıyor. İşte para, arkadaşlar, programlar konusunda çiftlerin düşmemeleri gereken hatalar...
"Öfke ile beraber akıl da uçar gider" demiş E. Lessing. Öfkenizi ister dışa dönük yaşayın, isterseniz içinize atın sonuçta ya…
İnsanları şöyle bir gözlemlediğimde, ya da bana gelen danışanlarımın paylaşımlar sırasında aktardıklarından çıkardığım sonuç şu ki; biz insanlar zamanımızı nasıl…
Fobik bozuklukların temel özelliği, kaygı bozukluklarında serbest olan kaygının bir duruma veya kişiye bağlanmasıdır.
Stres, organizmanın bedensel ve ruhsal sınırlarının tehdit edilmesi ve zorlanmasıyla ortaya çıkan bir gerginlik durumudur. Tehlike ile karşılaşınca canlı kendini…
Çocukların öğrenme gereksinimlerini karşılarken en önemli husus çocuğun kendisidir. Çocuğa öğretilecek hiçbir şey çocuğun kendisinden önemli olamaz. Çocuğun öncelikle duygusal…
Yaşamın her döneminde yeterli ve dengeli beslenme sağlığın korunması için esastır. Bu nedenle, dört besin grubunda bulunan çeşitli besinler en…
Alt ıslatma (enürezis) istemsiz ve uygunsuz idrar kaçırma olarak tanımlanır. Gece olduğunda “nokturnal enürezis”, gündüz olduğnda “dı̇ürnal enüresı̇z” adını alır.…
Çocukta bu belirtilerden bir tanesi olabileceği gibi, iki tanesi veya üç tanesi de olabiliyor. Çocuk okuyamıyor ancak yazıyor, yazıyor ancak…
İnsan; tarih boyunca hakkında yargılamalar ve tanımlamalar yapılan, tüm felsefi akımlar, ideolojiler ve hatta sanat anlayışları tarafından bir kalıba sokulmaya…
Amerikalı Psikoterapist Richard Earskine, bir grup psikoterapist ile birlikte danışanların terapide en çok dile getirdikleri ihtiyaçları incelediklerini ve bu ihtiyaçları…
Refleksoloji; ayaklar vücudun aynası olduğu öğretisine dayanan, yaklaşık 12000 yıllık bir tarihe dayanmaktadır, insanlığın ortak mirası olarak günümüze kadar gelen,…
2011-2012 eğitim öğretim yılı içinde ilk kez ülkemizde uygulanan 4+4+4 sistemi, 66 ayı dolduran çocukların birinci sınıf olmasını zorunlu kıldı.…
Öfke normal ve sağlıklı bir duygudur ve her insan öfke duygusunu yaşar. Öfke kontrolden çıkıp da yıkıcı hale dönüşmediği sürece…
Obsesif kompulsif bozukluk(OKB) DSM-IV-TR(Amerikan Psikiyatri Birliği: Psikiyatride Hastalıkların Tanımlanması Yeniden Gözden Geçirilmiş Dördüncü Baskı)’de Anksiyete Bozuklukları başlığı altında ele alınan…
Başlıca özelliği ergenlik ve ergenlik sonrasında başlar, değişik durumlarda ortaya çıkar. Üstünlük duygusu beğenilme gereksinimi ve empati (Başkalarının isteklerini, duygularını,…
Erkekte sertleşememe sorunu, sürekli olarak veya yineleyici bir biçimde, yeterli sertleşme sağlayamama veya cinsel ilişki bitene kadar sertleşmeyi sürdürememe durumuna…